Bana ayrılan bu köşeyi takip edenlerin yakından bildiği gibi; bu köşede ağırlıklı olarak anadili konusu ele alınmaktadır. Bu duyarlılığı gösteren ve bana bu olanağı sunan TÜRKSES’e de bir kez daha teşekkür ederim. Federal bazında bir eğitim politikası olmadığından eğitim programı açısından her eyalette farklı uygulamalar göstermektedir. Anadili dersleri de bu temelde farklı uygulanmaktadır. Anadili, kültürel benliğe şekil ve kalıp verdiği gibi; anadili zayıf olan bir çocuğun kuvvetli ve sağlam bir benliğe sahip olabileceğini söylemek de büyük bir iyimserlikten öteye geçmeyecektir. Okula başlayan bir göçmen çocuğun okul dili başka olduğu için, anadilinin gelişmesine imkan vermeden; ikinci hatta üçüncü bir dilin öğrenilmesini istemek, temeli atılarak ayakları hazırlanan bir köprünün yerine başka bir temel atarak inşasına geçmekten başka bir şey değildir. Oysa ki okulun görevlerinden biri de çocuğun var olan yeteneklerini geliştirmektir. Okullar büyük ölçüde bu görevlerini yerine getirmedikleri gibi; aksine kısıtlamalara, hatta yasaklamalara, görmezden gelmeye çalışmaktadırlar. Oysa ki son yapılan bilimsel çalışmalar göstermektedir ki anadiline hakim olan çocukların başarısı ikinci, üçüncü bir dilin öğrenilmesini olumlu yönde etkilemektedir.

Çocuğun yaşadığı toplumdaki benliğinin oluşması, kendini tanıması ve kendi kökeni ile ilgili birtakım ruhsal problemlere sebebiyet vermemesi için sağlam bir anadili öğrenimine ihtiyacı vardır. Aile içinde konuşulan dar kapsamlı, emir kipi kalıbında ki konuşmalarla istenilen düzeyde bir anadilinin öğrenilmeyeceği de açıktır. Okullarda verdirilen anadili derslerinin yetersizliği ileri sürülerek okul dışında dil öğretme mekan ve metodlarının aranması tam anlamıyla anadilinin süreç içerisinde yok olmasına yol açacaktır. Zira dil,ancak bir müfredat dahilinde pedagojik formasyon almış uzman kişilerce okullarda öğretildiğinde yazın dili, bilim dili olarak öğrenilmiş olacaktır. Öncelikle evde çocukla geniş düzgülü cümlelerle konuşulmalı, yaşına göre kitaplar okunmalı ve çocuğun da okuması sağlanılmalı.

Yöneticelerden çok dilli anaokulların açılmasını, buralarda ki eğitmenlerin de çok dilli olmaları istenmeli. İlkokuldan lise bitimine kadar anadili derslerine çocuklar mutlaka gönderilmeli. Anadili dersleri verdirilmiyorsa bu derslerin verdirilmesi için mutlaka veliler olarak istenmeli. Anadili derslerinin sınıf geçmeye etki edecek şekilde haftada en az dört-beş kez lise bitimine kadar nitelikli bir şekilde verdirilmesini talep edilmeli, çalışmalar yapılmalı ve bu temelde çalışmalar yapan derneklerle de işbirliği içinde hareket edilmelidir. Dinin ve kültürün de taşıyıcısı, ses bayrağımız, kimliğimiz olan dilimize sahip çıkalım.

Yorum Yap