Lütfen kendinizi tanıtır mısınız?
Adım Seyhan Öztürk. 2002’den beri avukatlık yapıyorum. Önceleri ticaret hukuk alanında çalıştım. Hannover’de 2008 yılından beri serbest avukatlık yapıyorum. Ana çalışma ve ilgi alanım aile hukuku.
Aile hukuku tam olarak neleri kapsıyor?
Aile hukuku çok karmaşık bir hukuk alanıdır. Aile hukuku medeni hukuk tarafından düzenlenir ve yaklaşık 600 paragraf içerir. Aile üyelerinin birbirleriyle ve üçüncü şahıslarla olan hukuki ilişkilerini kapsar. Aile hukuku, evlilik ve medeni birliktelikleri, çocuk velayetini, vesayetini, bakımını ve velayetini içerir.
Ebeveyn ve çocuk hukukunun neleri kapsadığını bize anlatabilir misiniz?
“Çocuk ve vesayet hukuku” terimi, çocuğu ve ailesi ile olan ilişkisini etkileyen düzenlemeleri kapsar.
Bunlar şunları içerir:
– ebeveynlik hukuku, velayet ve iletişim hakları, isim hakkı, çocuk nafaka hukuku, evlat edinme hukuku ve ilgili adli işlemler kanunu.
Her çocuğun bir annesi ve bir babası vardır. Anne, çocuğu doğuran kişidir. Baba ise genellikle anne ile evli olan kişidir. Ebeveynlerin resmi bir törenle evlenmemiş olmaları, ancak imam nikahında olduğu gibi birlikte yaşamaları ve babanın Gençlik Dairesinde / Jugendamt / babalığı kabul etmiş olması veya babalığın bir mahkeme tarafından tespit edilmiş olması da mümkündür.
Ebeveynlerin çocuklarına karşı ne gibi görevleri ve ne gibi hakları vardır?
Çocuğun ebeveynleri, velayet olarak bilinen ve evli olmaları halinde ideal olarak birlikte kullanabilecekleri bir hakka sahiptir. Ebeveynler resmi bir törenle evlenmemişlerse (imam nikah), baba babalığı kabul etmiş ve bunu gençlik dairesine yazılı olarak beyan etmişse, velayet beyanı olarak adlandırılan velayeti yine de anneyle birlikte kullanabilir. Olağanüstü durumlarda, ebeveynler evli değilse ve anne gençlik dairesindeki velayet beyanını kabul etmiyorsa, ortak velayet mahkeme tarafından babaya da devredilebilir.
Ebeveynler her zaman çocuklarıyla ilgilenmeli, ona bakmalı ve sevgi vermelidir, ki bunlar Çocuğun yüksek yararına (Kindeswohl) olana uygun olan şeylerdir.
Velayet ile tam olarak ne kastedilmektedir?
Velayetin üç alanı vardır: kişilerin bakımı, temsil hakkı ve malların bakımı.
Kural olarak, örneğin büyükanne ve büyükbabalarından miras kalmadığı sürece, çocukların henüz herhangi bir mal varlığı yoktur. Ebeveynler çocuğu birlikte temsil eder ve önemli kararlar için her ikisinin de imza atmalari gerekmektedir. Örneğin kreşe veya okula kayıt veya ameliyatlar buna dahildir. Psikolog tedavilerde her iki ebeveynin de terapiyi kabul etmeli ve birlikte imzalamalıdır.
Velayet aynı zamanda günlük bakım, çocuğun bakımı ve günlük işleriyle ilgilenmeyi de içerir. Yemek sağlamak, çocuğu kreşten almak, doktor randevuları, her gün ortaya çıkan her şey gibi.
Ebeveynler ayrıldığında?
Ebeveynler ortak velayeti sürdürürler. Ortak velayette hiçbir şey değişmez. Sadece ebeveynlerden biri ortak velayetin kaldırılması için aile mahkemesine başvurursa ortak velayet değiştirilebilir. Ancak Almanya’da kural bu değildir. Velayet Anayasa’dan kaynaklanır ve temel haklarla korunur. Sadece diğer ebeveynin bulunamaması, hapiste olması ya da çocuğa aşırı derecede fiziksel istismarda bulunması gibi olağanüstü durumlarda velayet değiştirilebilir. Türkiye’de, ebeveynlerin boşanması durumunda velayetin anneye verilmesi eğilimi vardır. Çok nadiren, ebeveynlerden birinin artık velayete sahip olmak istemediği ve gönüllü olarak bundan vazgeçtiği de olabilir.
Müvekkillerim bana sık sık tek başına velayetin neden mümkün olmadığını soruyorlar. Bunun nedeni, bunun Anayasa’da ebeveynlerin bir hakkı olarak yer almasıdır.
Ebeveynler ayrılırsa veya boşanırsa ortak velayet devam eder. Önemli konularda, örneğin okul kaydı için yukarıda belirtildiği gibi, her iki ebeveynin de aynı fikirde olması ve ortak imza atması gerekir.
Günlük yaşamla ilgili konularda, çocuğun kimin yanında kalacağına ebeveyn karar verir. Çoğu durumda çocuk anneyle kalır. Bu, çocuğun ne zaman yatacağı, ne yiyeceği, kimlerle buluşacağı ve hangi hobileri edineceği anlamına gelir. Ancak, bu çocuğun yüksek yararına olmalıdır.
Velayetin bir parçası olarak çocuğun ikamet yerini belirleme hakkı, çocuğun ağırlıklı olarak birlikte yaşadığı ve her zamanki ikamet yerine sahip olduğu kişiye aittir. Bazen, çocuğun ağırlıklı olarak birlikte yaşadığı ebeveynin bunu otomatik olarak diğer ebeveynden almaması durumunda, bu da mahkemeler tarafından düzenlenmelidir.
Peki ya çocuğun kaydı nerde olacak?
Çocuğun resmi olarak ikametgahının bulunduğu ebeveynin üzerine kaydedilmesi gerekir. Bu aynı zamanda çocuk parasını ve örneğin çocuk için yeni bir pasaport için kimin başvurabileceğini de etkiler.
Biraz daha açar mısınız?
Her yıl yaz tatilinden önce, birçok ayrılmış ebeveyn çocuğun (Alman) pasaportu hakkında tartışıyor. Yani çocuğun birlikte yaşamadığı ebeveyn, (yeni) pasaport için başvurmayı veya Bürgeramt’tan gelen başvuruyu imzalamayı kabul etmiyor. Ancak, çocukla sürekli olarak birlikte yaşamayan ebeveynin imzasının gerekli olması yanlıştır.
Çocuğun sürekli olarak birlikte yaşamadığı ebeveynin imzasının pasaport başvurusu için gerekli olmadığına dair bir istisna vardır. Bu maalesef ofisimde tekrar tekrar yaşadığım bir durum. Bazen Alman makamları yanlış bilgi veriyor veya daha iyisini bilmiyorlar. Bununla birlikte, çocuğun yanında kayıtlı olduğu ve ikamet ettiği ebeveynin, diğer ebeveynin imzası olmadan pasaport başvurusunda bulunabilmesi önemlidir.
Ebeveynlerden biri, diğer ebeveynin istememesi durumunda çocuğuyla birlikte Türkiye’ye seyahat edebilir mi?
Prensip olarak, ebeveynler ayrıysa, tatil dönemi paylaşılır. Çocuk yaz tatillerinde üç hafta anne ile üç hafta da baba ile birlikte olur. Bazen ebeveynler daha uzun veya daha kısa süreler üzerinde anlaşırlar. Ebeveynlerin çocuklarının iyiliği için anlaşmaları önemlidir. Ayrılık her zaman zor olsa ve evlilik başarısız olsa bile, çocuğun/çocukların ebeveynleri olarak kalırlar ve sorumluluğu birlikte üstlenirler.
Ebeveynlere anlaşmanın her zaman en iyisi olduğunu, çocuklarını düşünerek anlaşmaları gerektiğini ve kazanmanın ya da kaybetmenin söz konusu olmadığını savunuyor ve ikna etmeye çalışıyorum.
Şimdi, ebeveynlerden biri çocuğun diğer ebeveynle Türkiye’ye seyahat etmesine sebepsiz yere izin vermeyi reddederse, Aile Mahkemesine Türkiye’ye seyahat izni için başvuruda bulunulabilir. Bu başvuru acil bir başvuru olarak yapılmalıdır. Yeminli bir beyanla inandırıcı hale getirilmeli ve başvuran ebeveyn tarafından imzalanmalıdır. Çoğu durumda, böyle bir başvuru diğer ebeveyn dinlenmeden aile mahkemesi hakimi tarafından olumlu karara bağlanır. Ardından ebeveyn çocukla birlikte seyahat edebilir.
Peki ya seyahat etmeyen ebeveyn kararı kabul etmezse durum ne olur?
O zaman diğer ebeveyn sözlü bir duruşmada dinlenmeyi talep edebilir. Çoğu zaman çocuğun diğer ebeveynle seyahat etmemesi için ciddi bir neden olmadığını tecrübesinin elde ettim. Bazen de diğer ebeveynin incindiği ya da işleri onun için zorlaştırmak istediği durumlar olabiliyor. Ebeveynlerin ayrılmasından sonra çocuk ve çocuğun yüksek yararı (Kindeswohl) her zaman ön planda olmalıdır.
Çocuğun yüksek yararı (Kindeswohl) ile aslında ne kastedilmektedir?
Ebeveynler her zaman çocukları için neyin iyi olduğunu düşünmelidir. Çocukların her iki ebeveyne de ihtiyacı vardır. Belki de küçük olan ve/veya ebeveynleri arasında karar vermeye cesaret edemeyen çocuklar için ayrılık her zaman zordur, ebeveynlerin ayrılmasına siz karar vermediniz, onlar için karar verildi. Ebeveynler her zaman çocuklarını düşünmelidir. Ayrıca, örneğin diğer ebeveynin ne düşündüğünden veya çocuğun diğer ebeveynin evinde ne yediğinden hoşlanmıyorlarsa, kısmen geri çekilmelidirler. Önemli olan çocuk için neyin iyi olduğu ve çocuğun neye ihtiyacı olduğudur. Çocuğun her iki ebeveyne ve her iki ebeveynin sevgi ve ilgisine ihtiyacı vardır.
Çocuğun yüksek yararı(Kindeswohl) yasalarla tanımlanmamıştır. Almanya’daki en yüksek mahkemeler yıllardır çocuğun yüksek yararının velayet davalarında belirleyici kılavuz olduğuna karar vermiştir.
Röportaj için çok teşekkür ederim.

Yorum Yap